Emzirmek anneye iyi geliyor



Anne sütüyle beslenmenin bebeklere sağlayacağı yararlar saymakla bitmez. Bebeği emzirmenin annelerin sağlığına da olumlu etkileri var. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Merkezinde yapılan çalışmalar ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı. Bebeklerini emziren anneler, bu sayede diyabet hastalığından korunuyorlar. Anne bebeğini ne kadar uzun süre emzirirse, diyabetten korunma şansı da o kadar yükseliyor. Ayrıca annenin bebeğini emzirmesi, günde 500 kalori yakmasını sağlıyor. Emziren annelerin meme kanserine yakalanma olasılığı da yarı yarıya azalıyor.

Sakızın yararları



Sakız çiğnemekten hoşlanıyor musunuz? Eğer cevabınız evet ise, size güzel bir haberimiz var. Tıp dünyası, sakızın önemli bir yararını ortaya çıkardı. Mide ya da bağırsak ameliyatı geçirenlere günde dört kez 15er dakika sakız çiğnemeleri öneriliyor. Tıp uzmanlarının verdikleri bilgiye göre, ameliyat sonrasında düzenli olarak sakız çiğnemek sindirim sisteminin faaliyetinin gün içinde normale dönmesini sağlıyor.

Bağımlılık da bir hastalık

Bağımlılık denilince aklınıza hemen madde bağımlılığı, sigara, alkol gibi sağlığı tehdit eden unsurlar gelmesin. Şans oyunlarına meraklı mısınız? Çikolata yemek vazgeçemediğiniz bir alışkanlık mı? Bu saydıklarımızın hepsi aslında bağımlılık sayılıyor. Uzmanlar, sevdiğimiz yiyecekleri sürekli yeme isteğinin, bir mağazaya girince düşüncesizce alışveriş yapmanın da bağımlılık sayılması gerektiğini belirtiyorlar. Bağımlılığa meyilli olmanın genlerden kaynaklandığı da söyleniyor. Herhangi bir konuda bağımlılıktan kurtulabilmek için önce bağımlılığınızı gizlemekten vazgeçin. Gerçeği kabul etmek, sorunu çözümlemeye yardım eder. Bu takıntının ruhsal sorunlardan kaynaklandığını kabul eder ve bir psikiyatriste başvurursanız, kısa sürede bağımlılığınızdan kurtulursunuz.

Çocuğunuzun başı ağrıyorsa



Çocukların başağrılarını bahane ettikleri pek görülmez. İşte bu nedenle çocuğunuz iki eliyle başını tutarak "Başım çatlayacak gibi ağrıyor" diye yakınırsa, onun rol yapmadığından emin olabilirsiniz. Başağrısı çocuklarda pek yaygın bir sorun olmadığı için, ebeveynlerin aklına hemen en kötü ihtimal gelir. Çocuğun menenjite yakalandığını ya da beyninde ur olduğunu düşünürler. Yedi yaş grubundaki çocukların yüzde 40ının ara sıra başağrısından yakındıkları biliniyor. Çocukları sık sık başağrısı çeken ebeveynlere, öncelikle ağrıların başladığı gün ve saati bir deftere not etmelerini önereceğiz. Çocuğun başağrısının nedenini anladıktan sonra tedaviye geçmek kolay. Stresin çocuklarda da başağrısına neden olduğunu unutmamalısınız.

Mikroplarla savaş



Konuşmayı, yürümeyi yeni yeni öğrenen küçük çocukları sağlık sorunlarından korumak ebeveynlerin görevi. Çocuklar belli bir yaşa gelmeden sağlıklarını korumayı akıllarına bile getirmezler. Özellikle kış aylarında çeşitli solunum yolları hastalıklarına karşı tedbirli olmak gerekiyor. Basit bir soğuk algınlığının küçük çocuklarda ciddi sorunlara neden olabileceğini unutmayın. Mikroplardan korunmak için alabileceğiniz basit önlemleri bir kez daha hatırlatalım...

Ellerinizi sık sık yıkayın. Eller, mikropların bir numaralı durağıdır. Çocuklarınızı da sık sık el yıkamaya alıştırın.

Çocuğunuzun öksürürken ya da hapşırırken eliyle ağzını kapamasına izin vermeyin. Ona hemen bir kağıt mendil verin.

Diş fırçalarınızı her ay yenileyin. Diş fırçalarının zamanla birer mikrop yuvasına dönüşmeleri mümkün.

Hasta ziyaretlerine çocuklarınızı sakın götürmeyin. Evde hasta yatan aile üyesiyle de çocuğun temasını önleyin.

Çocuklarınıza vitamin ve mineral takviyesi yaparak onları hastalıklardan koruyacağınızı düşünmeyin. Bu ilaçlar ne kadar yararlı olurlarsa olsunlar, hastalıkları önlemekte yetersiz kalabilirler.

Kalbinizin durumunu belinizden öğrenin


Kalp hastalıkları, her yaşta kadın ve erkek için tehlikelerin en büyüğü sayılıyor. Oyun çağındaki çocuklarda bile kalp hastalıklarının görülmesi tıp dünyasında endişe yaratıyor. Bu arada kadınlarda belin genişlemeye başlaması, kalp hastalıkları için en büyük risk faktörlerinden biri. Doktorlar, bel ölçüsüyle kalp hastalıkları arasındaki bağlantıyı kabul ediyorlar; ama bu bağlantının gerçek nedenleri henüz bilinmiyor. Yüksek kan basıncı, kandaki kolesterol oranının yüksek olması ve kişinin ikinci tür diyabet hastası olması da kalp hastalığı riskini artırıyor. Herhangi bir şikayetiniz olmadan da sürekli olarak belinizi ölçmelisiniz. Bel ölçünüzdeki değişiklik size kalbinizin S.O.S. verdiğini gösterir. Doktorunuz da muayene sırasında belinizi ölçmek isterse, bunu sakın yadırgamayın.

Gözler ihmale gelmez



Uzağı ve de yakını rahatça görebilmeniz, gözlerinizde çok önemli bir sorunun olmadığı anlamına gelmez. Göz doktoruna muayene olmak için bir nedeniniz olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Oysa glokom adıyla bilinen önemli bir göz hastalığı, sinsi sinsi gelişip görme yeteneğinizi kaybetme tehlikesi yaratabilir. Bu hastalık, optik sinire giderek artan bir şiddetle baskı yapılmasının sonucunda ortaya çıkar. Eğer göze yapılan baskı giderilmez ve gözden beyine görüntü taşıyan optiksinir zarar görürse, görme yeteneği tamamen kaybedilir. Glokom�un kronik ve akut olmak üzere iki türü var. Akut glokom hızla ilerler. Kronik glokom ise ağır ağır şiddetini artırır. Çok basit bir test, glokom hastalığının teşhisini sağlar. 40 yaşını geçen herkes bu testi iki yılda bir yaptırmalı.

Kalp Krizi Geçirme Riskim Var mı?

Kalp hastalıkları açısından risk arzeden durumlar şunlardır:
# Sigara içmek
# Kan lipidlerinin (kolesterol, trigliserid) düzensiz olması
# Diyabet Hastalığı
# Obezite
# 65 yaşını geçmiş olmak

Yukarıdakilerin kaç tanesi yaşamınızda varsa kalp krizi size o kadar yakın demektir. Ancak korkmayın, bu risklerin bazılarını kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Örneğin sigarayı bırakabilirsiniz. Doktorunuzun verdiği tavsiyelere uyarak lipid ve diyabet ilaçlarınızı düzenli kullanabilirsiniz. Hergün düzenli egzersiz yapıp aktivitenizi artırabilirsiniz ve bu risklerin çoğundan uzaklaşabilirsiniz.

Unutmadan ilave edelim; düzenli egzersiz yapmak, ayda bir defa halı sahada arkadaşlarla buluşup maç yapmak değildir. Böylesi düzensizce yapılan sporlar antremana hazır olmayan kalbi yorar. Bir uzmandan yardım alarak düzenli spor yapmanızı tavsiye ederiz.

Soğuk Algınlığı, Öksürük ve Baş Ağrısına Doğal Çözümler

Kış meviminde, en sık yaşadığımız sorunlardan üçğne, doğal ve pratik öneriler sunmak istiyoruz. Soğuk algınlığı, öksürük ve baş ağrısını, kolay bri şekilde yok etmek için önerilerimiz aşağıda verilmiştir.

SOĞUK ALGINLIĞI : Grip ve nezle hastalıklarında C vitamini takviyesi gerekir. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu C Vitamini, taze demlenmiş kuşburnu çayı ile karşılayabilirsiniz. Kuşburnu meyvesini incecik kıyın. 1 bardak kaynar suya 2 tatlı kaşığı kuşburnu ekleyin. 10 dakika demlendirdikten sonra süzün. Sıcakken için.

ÖKSÜRÜK : Evde kolayca uygulayabileceğiniz ve sizi öksürükten kurtaracak pratik yöntem: iki kaşık limon suyunu 1 litre kaynar suyla karıştırın. Kıvamı şerbet gibi olana kadar, süzme bal ekleyip karıştırın. Her saat bir veya iki kaşık için.

BAŞAĞRISI : Baş ağrısı için, sizlere, 3 ayrı yöntem önermek istiyoruz.
* 1 adet soğanın kabuğunu soyup incecik doğrayın. Temiz bir tülbendin içine sarın. Ensenize uygulayın. 20 dakika bekledikten sonra soğanı alın. Ensenizi sıcak havluyla sarın.
* Başınızın ağrıyacağını hissediyorsanız kovanın içini sıcak suyla doldurun. Ayaklarınızı bu suda dinlendirin. Baş ağrınızdan kolayca kurtulacaksınız.
* 1 dal taze naneyi 1 bardak kaynar suda birkaç dakika demlendirin. Sıcakken için.

* Eğer, baş ağrınız sürekli ise, mutlaka ilgili uzmana başvurup, gereken muayene ve tetkiklerinizi yaptırın.

PARLAK SAÇLAR İÇİN DOĞAL MASKE

Saçlara bakım yapmanın en iyi zamanı, sonbahar ve ilk bahar başlangıçlarıdır. Yani, şimdi saçlarınızın bakım zamanı. Parlak ve sağlıklı saçlara sahip olmanızı sağlayacak doğal maskemiz için ;

MALZEMELER :
* 1 yumurta sarısı,
* 2 çorba kaşığı saf zeytinyağı,

HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Yumurta sarısı ve zeytinyağını iyice karıştırın. Saç dipleri ve uçlarına eşit oranda sürün. 10 dakika bekleyin. Saçlarınıza hiç su değdirmeden, şampuanla yıkayın. Ilık su ile (Eğer sıcak su iel yıkarsanız, saçlarınızda, yumurta katı kalıntılar bırakacağından, kötü kokulara sebep olur.) durulayın. Bu maskeyi ayda 3 defa uygulayabilirsiniz.

Maranki Talebelere Burs Veriyor



Kozmik bilimden bir hizmet daha.. Ahmet Maranki ve Elmas Maranki çifti geçen sene olduğu gibi bu sene de talebelere burs veriyor...

308 konferansla ilminin zekatını veren Ahmet Maranki ve Elmas Maranki çifti kitap, ürün ve diğer çalışmalarından elde ettiği gelirin zekatını da talebelere burs olarak veriyor.. Geçen yıl 20 talebeye burs veren Maranki çifti bu sene sayıyı dahada artırabileceklerini belirtti. Kendisi ve eşinin de burs alarak okuduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Maranki, başarılı ve ihtiyaç sahibi talebelere böyle bir imkan sağlayarak bir vefa örneği göstermek ve dini vecibelerini yerine getirmek istediğini belirtti.

Geçen yıl Kastamonulu ve bilhassa İnebolulu talebelere burs tercihini kullanan Maranki, diğer bölgelerden yapılan onlarca müracaata cevaben, Kastamonu ve İnebolu bölgesinin en fakir ve gelir düzeyinin en düşük olduğu bölgelerden biri olduğunu, bölgenin orman bölgesi olduğunu, devlet ve özel sektör iş imkanlarının çok düşük olduğunu, çiftçilik yapmanın da bölge şartlarında mümkün olmadığı düşünüldüğünde bölgelerinde yetişen insanların okumakta zorlandığını söyledi. 30 yıl önce kendisinin de bu çocuklardan biri olduğunu ve verilen burslarla okuduğunu belirten Maranki burs dağılımında İnebolu’da yaşayanlara öncelik verileceğini söylerken diğer illerdeki “Marankiler” in de kendi bölgelerine hizmet etmeleri gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Ahmet Maranki bursların kozmik bilimle ilgili eleman yetiştirmek için verileceğini söylerken, burs alan talebelere ileride iş imkanlarının da sunulacağını vurguladı. Maranki bursların verilmesinde bölümlerden tıp, fizyoterapi, tıbbi teknolok, hemşirelik, spor akademisi, eczacılık, radyoloji teknisyenliği başta olmak üzere sağlık ve kozmik bilimle ilgili diğer bölümlere öncelik tanınacağını söyledi.

Prof. Dr. Ahmet Maranki geçen yılki aynı uygulamaya devam edilerek bursun 8 ay için verileceğini, miktarın toplam 800 TL, aylık 100 TL olacağını ifade etti.

Burs müracaatlarının internet yoluyla yapılabileceği gibi şahsen de yapılabileceğini söyleyen Maranki, müracaatlarda öğrenci belgesi, hayattan beklentinizi anlatan geniş bir biyografi ve bursun yatırılacağı bir banka hesap numarası istendiğini, dileyenlerin başvurularına referans ekleyebileceğini belirtti.. Müracaatların 23 Ekim Cuma akşamı saat 17:00 biteceğini belirten Prof. Dr. Ahmet Maranki, öğrencilerin bu tarihe kadar belgelerini eksiksiz olarak iletmeleri gerektiğini ifade etti…



“Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın.. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.. ” Bakara / 254

“İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz.. Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.. ” Rum / 39

“Mallarınızı zekâtla koruyun, hastalarınızı sadaka ile tedâvi edin. Belaya dua ile karşı koyun.” Hadis

“Sadaka malın miktarını eksiltmez, artırır.” Hadis

“Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır.” Hadis

Uzun süredir ekranlara çıkmayan Prof. Dr. Ahmet Maranki, yeni kitabı "Kozmik Bilim Işığında Şifalı Yemekler" kitabıyla ilk kez FOX TV'de...

Katıldığı televizyon programlarında milyonlarca izleyici ekranlara kilitleyen Prof. Dr. Ahmet Maranki, uzun bir aradan sonra ilk kez FOX TV'de sizlerle...

Piyasaya yeni çıkan "Kozmik Bilim Işığında Şifalı Yemekler" kitabıyla birlikte Sahrap Sosyal'ın "Sahrap Sosyal ile Binbir Tarif" isimli programının konuğu olan Prof Dr. Ahmet Maranki, eserinde yer alan önemli tarifleri izleyicilerle paylaşacak.

Program sırasında kanalı arayann ilk beş kişiye Maranki'nin "Kozmik Bilim Işığında Şifalı Yemekler" kitabı hediye edilecek.

Kozmik Bilim takipçileri, 16 Eylül 2009 Çarşamba sabahı 10.30 ile 11.30 saatleri arasında FOX TV'de buluşalım..

Çıban Tedavisi Nasıldır?


Küçük çıbanların tedavisi, bulunduğu bölgenin temiz tutulmasına, tahriş edilmesinin önlenmesine ve antibiyotik merhemler uygulanmasına dayanır. Özellikle yüzde çıkan büyük çıbanlar kan zehirlenmesine (septisemi) yol açabilir. Eger hastalık ıle ılgılı onlemler alınmassa 'sepsis'e kadar gider vucudunda zehirli kan.

Kaynak: wikipedia.com

Ne Yapmalı?

• Çıbanın çevresini sık sık bir antiseptik solüsyonla temizleyiniz.

• Temizlikten sonra, çıbanın üzerini bir gaz bezi ile örtüp bantlayınız.

• Çıban iyileşinceye kadar su ile temas ettirmeyiniz.

• Bulabildiğiniz takdirde karaboynuzotu tohumlarını un haline getirinceye kadar dövünüz. Elde ettiğiniz lapa ile çıbanın üzerini örtüp sarınız.

• Keten tohumu dövülerek bal ile karıştırılırsa, elde edilen lapa da yukarıdaki karaboynuz otu tohumunun yerine geçer.

Kaynak: draligus.com

Şeker Hastalarına Yabanmersini


Prof. Dr. Ahmet Maranki: "Sesimizi Duyurmak için adımızı Pierre'mi yapmalıyız?"

Yazdığı kitaplar milyonlarca kişi tarafından okunan, katıldığı televizyon programlarında reyting rekorları kıran ve gerçekleştirdiği 308 konferansında mucizevi bitki yabanmersininin önemli yararlarına değinen stratejik araştırmalar uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, "Sesimizi duyurmak için adımızı Pierre'mi yapmalıyız?" dedi.
Montreal Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyelerinden Pierre Haddad'ın, uzun süren araştırmaları sonucu, halk arasında "çayüzümü" olarak bilinen yabanmersini suyunun şeker hastası farelerde hastalığın ilerlemesini durdurduğunu açıklamasının ardından, Ahmet Maranki kitaplarında, dergilerinde ve gerçekleştirdiği yüzlerce konferansında aktardığı mucizevi bitkinin faydalarını bir kez daha dile getirdi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Maranki, 2. Dünya Savaşı'nda İngiliz askerlerin gözlerinin daha iyi görmesi için yabanmersini bitkisinden faydalandıklarını belirterek, "Katarakt, göz tansiyonu, gece körlüğü, damar tıkanıklığı, romatoit artrit ve diabet gibi rahatsızlıklarda gıda takviyesi olarak kullanılır. Halk arasında 'maviyemiş, likapa ve çoban üzümü' gibi birçok ismi bulunan meyvenin kuvvetli bir antioksidan olduğunu katıldığımız televizyon programlarında, konferanslarımızda ve yayınlarımızda yer verdik. Yabanmersini beynin yaşlanmasını geciktirici, hafıza ve öğrenme bölümünü aktive ettiği özelliğinden bahsederek halkımızı bu konuda bilinçlendirdik" diye konuştu.
KOBİK olarak yüzlerce konferansında yabanmersini de dahil olmak üzere her bitkinin faydasına değinen Ahmet Maranki, şöyle konuştu:
"Likapa ülkemizde çok bilinmemesine rağmen, her fırsatta yayınlarımızda diabet rahatsızlığında gıda takviyesi olarak kullanıldığını ve çok iyi bir antioksidan olduğunu belirtmiştik. Sesimizi duyurmak için illa adımızın 'Pierre mi olması gerekir? Kozmik Beden Temizliği kamplarımızda yabanmersini bitkisine muadil bitkisel droplar ürettik. Uzun emekler sonucu Karadeniz'den toplayıp, kurumaya bıraktığmız yabanmersini bitkisinin çayını ve droglarını da en kısa sürede hizmetinize sunacağız."
Tip 1 diabet hastası olan Nevzat ve tip 2 diabet hastası olan babasının Cosmic bitkisel besin destek ürünlerini kullandıktan sonra sağlıklarında meydana gelen olumlu gelişimlerini, küçük Nevzat'ın annesinin ağzından izlemek için tıklayınız...

Bunları Biliyor musunuz?


Prof. Dr. Ahmet Maranki ve KOBİK ekibinden sağlıklı yaşamla ilgili uyarıları dikkate almalısınız!

- Yemek yerken yerde oturarak sol ayağı katlayıp sağ ayağı karna çekerek oturulup yenildiğinde su ile doldurulmus balon seklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önleyeceğini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkılacağını…
- Yemek yerken yemeğin ortasında su içildiginde içilen suyun yenilen gıdaların sindirilmesine, gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunduğunu ve midede doygunluk hissi vererek az yemeye vesile olduğunu…
- Oturularak ve en az 3 yudumda icilen su dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksadığından tükürük bezleri için gerekli olan suyun emilimini artırıp anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip tükürüğün salgılanmasını artırarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunduğunu...
- Uyurken sağ yana dönüp yatıldığında solda olan kalbimizin daha rahat çalışmasına neden olarak kalbi yormadan dinlenmis bir vaziyette kalkılabileceğini...
- Tuvalete girerken sol ayakla ilk adım atıldığında kaygan olan zeminde ayağın kayması durumunda sola gore daha guçlu olan sağ ayağın düşmeyi engelleyerek vücudu dengelediğini...
- Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmenin kan dolaşımını hızlandırıp sıcak sudan dolayı genleşmiş olan damarların içindeki kanın aktivasyonunu artırarak tansiyon düşüklüğünü önlediğini ve savunma mekanizmasını güclendirdiğini…
- Kesintisiz uyunan uzun gece uykularının damarlarda vazodilatasyona neden olduğunu uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamak (abdest almak) az yorucu egzersizler yapmanın (teheccud namazı) vazodilatasyonu engellediğini ve daha zinde kalkılabileceğini…
- İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.
- Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak barsağına geçer. Midenin kücük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen bir oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı kücük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak barsağına (duodenum) gecer.
- Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir asitle karışarak mikropları olur vesonra 12 parmak barsağına geçer. Bu durumda oturarak su icme usulune uymakla insan kolera da dâhil bircok insan hastalıklarından korunmuş olur.
- Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.